Allâh-u Te'âlâ Buyuruyor!
'Ey Ademoğlu! Ölüne yakinen inanana şaşarım, nasıl sevinçli olabiliyor?
Hesaba kesinke inanana şaşarım, nasıl mal toplayabiliyor?
Kabre şüphesiz olarak inanana şaşarım, nasıl gülebiliyor?
Ahirete ikanı olana şaşarım, nasıl istirahat edebiliyor?
Dünyanın zevaline inananın haline şaşarım, o nasıl onunla tatmin olabiliyor?
Diliyle alim, kalbiyle cahil olana şaşarım. Kalbi temiz olmadığı halde, suyla temizlenmeye çalışana şaşarım.
Kendi ayıplarından gaflet edip, insanların ayıplarıyla uğraşana yahut Allâh-u Te'âlâ'nın kendisini gördüğünü bilip de hâlâ O'na isyan edene ya da tek başına öleceğini, tek başına kabre gireceğini ve tek başına hesaba çekileceğini bilenin hâlâ nasıl insanlarla ünsiyet kurabildiğine şaşarım.
Benden başka hakiki hiçbir ilah yoktur, şüphesiz ki Muhammed Benim kulum ve Rasûlümdür.'
(Gazali, Mecmü'atü'r-rasail, 7/87)